1993 Model Vespa PX 200 E
Kırmızı.
7 Aralık 2007 tarihinde ailemize katıldı. Yürür durumda olmasına rağmen ilgiye ihtiyacı vardı.
Yorgundu biraz…
Farı düştü düşecek, sinyaller çalışmıyor, sağı solu yamuk, kimi yeri pas içinde, kimi titriyor. Bu iki zamanlı araçları oldum olası hiç sevememiştim. “Pat pat” çatlak sesli, arkasından duman çıkaran, “illet” şeylerdi. Niçin bu araçların yeryüzünden tamamen kaldırılmadığını merak ederdim. Öyle ya, yeni teknolojili dört zamanlı araçların sağladığı stabil çalışma şartları, yakıt ekonomisi, daha düşük emisyon, vs, vs. vs. varken…
E, niye aldık bunu?
Motorium (Masanın yanı)
İbrahim Er isimli sevgili arkadaşımın yıllarca kullandığı bu araç, kendisinden çıkınca bir süre sonra Motorium’a geldi. Tolga bey, mağazasına (www.motorium.com) çizik motosiklet sokmazken bunu aldı baş köşeye koydu! (Masasının yanı, en değerli köşesidir). Ardından beni çağırıp bunu satın almamı tavsiye etti. Tamam, askerde jetonları kavil ile parlatırdım, Renault Broadway otomobilimin motor havuzunu cilalardım, ancak bu biraz farklı. Çok işi var. Neyse, bir kaç tur atalım dedik. Kullanınca “fena değilmiş hani, sağlıklı da görünüyor” oldu. “Bir tur daha atayım” derken, satın aldık.
Plakası, ruhsatı geldi, evimize götürdük, usuldendir, önce bir banyo yaptı. Yaptı da temizledikçe, temizlenecek yerler artıyor.
Önce sağını solunu biraz yokladık, sıkıştırdık, geçici bir far taktık, fren ve sinyal lambalarını çalışır hale getirdik, aynayı attık. Plakayı da monte ettik. Tamam, yollar bizimdi artık. Ama haritaya bakmadan yapacak bir miktar daha iş vardı.
Altından ha bire yağ damlıyor. İngiliz Triumph marka motosikletler geldi aklıma, onlarda yağ damlatırlar. Üstelik dört zamanlı ve pahalı araçlar olmasına rağmen. Hatta “Triumph yağ damlatmıyorsa sevinmeden önce motorda yağ olup olmadığını kontrol edin” derler, bu misal ben de dert etmedim.
Fazla uzaklaşmadan dolaştım, frenlerine ve vitesine alışmaya çalıştım. Elden 4 vitesli ve ön fren elde, arka fren ayakta. Tuhaf. Ama hoşuma gitmeye başladı.
Akü Kontrol
Arka fren ve vites ayarları
İlk banyo sonrası
İlk turlar
Bir çift ayna monte ettikten sonra, 8 Mart 2008 tarihinde, ilk yolculuğumuza sevgili Tanju Eskiköy ile beraber çıktık. Karamürsel, İznik, Sansarak, Orhangazi, Yalova, bir çırpıda bitti. Kendisi Harley Davidson kullandığı için yol boyunca bana yetişme
sorunu yaşamadı.
Sansarak
Sansarak-İznik yolu
Vespa’m yağ damlatma işini abarttı. Yağ deposuna koyduğum 1 lt yağ ertesi gün bitiyordu. Bir internet sitesinden indirdiğim servis kitapçığı sayesinde, yağ ve benzin deposu sistemini öğrendim. Ardından Vespa kullanan bir kaç kişiyle konuşunca, yağ
deposunun zamanla delinme sorunu olduğunu, parçasının da bol ve ucuz olarak bulunduğunu öğrendim. Şemalara bakıp benzin ve yağ deposunu sökünce durum anlaşıldı. Depomuz delikti.
Doğruca Kuledibi’ndeki Skuter Sevis’e, Fuat Kalaycıoğlu’na gittim. Fuat bey 1961 yılından bu yana, aynı mağazada hizmet veren bir Vespa gönüllüsü. Her türlü yedek parçayı da temin etmekte. Dükkanda görevli Davut arkadaşımız hemen yeni bir depo verdi, hazır gelmişken bir takım iç-dış lastik (üç adet), birkaç küçük yedek parça aldım ve doğruca eve. Ertesi gün ilk iş deponun montajı oldu. Vespa konusunda tecrübem olmadığı için bir miktar zorlandım ama oldu. Yeniden yağ ekledik, sorun bitti. Artık ilk fırsatta yine yola çıkabilirdik.
Fuat Kalaycıoğlu’nun irtibat bilgileri şu şekildedir;
Skuter Servis
Fuat Kalaycıoğlu ve Ort. Kom. Şti.
Tünel İlk Belediye Cad. No:3 Beyoğlu İstanbul
Tel:0212 249 60 45 – 0212 251 04 29 Fax: 0212 251 04 29
E-Mail: skuterservis@ttnet.net.tr
27 Mart 2008 tarihinde yine Tanju ile beraber Karamürsel ile İznik arasındaki Kızderbent köyü ve civarında gezdik. Tanju Harley Davidson ile geçen sefer Vespa’ma yetişme konusunda pek sorun yaşamadı ancak bu sefer daha konforlu olsun diye Mobylette ile geldi.
Bendeniz
Yamalı…
Tanju’nun Mobytette’i
Çeşme başındaki güzel
Tanju Eskiköy
Tanju, bir Mobylette tutkunudur ve onu evindeki çalışma odasında muhafaza etmektedir. Hatta, Temmuz 2007 de yapmış olduğu “Mobylette İle İstanbul-Bodrum-İstanbul 1500 km” seyahatinin notlarını buradan okuyabilirsiniz.
Kızderbent köyünün etrafında sağa sola bakalım derken bir ara köyün uzaktan manzarasını görme fırsatımız oldu. Çizgi filmlerdeki gibi görünüyordu adeta. Biraz daha dolaşalım derken çamura battık.
Neymiş, Vespa bir enduro değilmiş
Delmece Yaylası
Bu defa, 24 Ekim 2008’de, sevgili Sado ile bir tur yaptık. Tanışmış ve tanımış olmaktan dolayı büyük keyif duyduğum, has dostumdur. Motosiklete yeni başladı. İyi bir dağcı
olduğundan, beden usullerini bilir. Bu sebeple, olması gerektiği gibi, 125 cc (Yamaha YBR 125) klasik bir motosiklet ile, doğru bir başlangıç yaptı. 125 cc kullanıyor diye yoldan çekinmez, çay içmek için çıktığında 500 km yol yapar.
Mutluluğun resmidir.
Vapur’dan
Rampadan
Nereye gidelim derken, kendimizi Çınarcık’ta bulduk. Ardından Erikli yaylası yakınlarından geçip, Delmece yaylasına çıktık. Misler gibi yayla havasında, çantamızdaki termostan içtiğimiz kahvenin kokusu hala burnumda. Narlıca’ya inip, güzel bir köfte molası, sonrasında sağa sapıp, Armutlu burnunu dolaşıp, yeniden Çınarcık ve Yalova…
Armutlu yolu
Narlıca’dan
Narlıca’dan
RESTORASYON BAŞLIYOR…
Internette, Vespa restorasyonu yapan onlarca firma buldum. Kimi kullanıcılar evinde, deposunda, yıllarca kullanmış olduğu, belki de sevdiğinden hatıra kalan, o güzelim rengarenk Vespalarını toplamış, boyamış, süslemiş, restore etmiş. Yıllardır benim
de böyle bir hevesim vardı. Demek ki o gün bugünmüş.
Öncesinde sağını solunu yoklaya yoklaya, bir yandan da korkarak anlamaya çalıştım. Eski bir servis kitabını bulmuştum, bir miktar da ondan yararlandım elbette. Fakat baktım ki öyle elleyip durmakla bir yere varamayacağım, daldım
Elbette ilk önce farı, sinyalleri, selesi gibi en kolay yerlerinden başladım. Ardından benzin ve yağ deposunu çıkartınca motor için yol açılmış oldu. Motorun şaseyle bağlantı noktası sadece 2 cıvata. Bir tanesi ana bağlantı ki motorun hemen önünde, alt
kısımda, enlemesine ve uzun. Motorun aynı zamanda süspansiyon işini de yüklenmesinden dolayı, torsiyon merkezi gibi görev yapan bu civata, aslında en son sökülmekte. Daha öncesinde amortisör bağlantısı mevcut. Tabi bu mekanik bağlantılar kolay, bunların da öncesinde kablo ve hortumlar var. İşte burada yavaş, çok dikkatli olmak gerek. Öncelikle en zor olanı jikle idi. Çok vaktimi aldı.Ardından yağ ve benzin
hortumları, gaz teli, fren teli ve vites değiştirme telleri.
Haydi Hayırlısı
Zaman zaman yedek parça satın aldım. Hatta bu işlem 1 yıl sürdü diyebilirim. Satın aldığım malzemelerin listesi şu şekildedir;
– Ön çamurluk
– Çamurluk gagası
– Ön far (12 v 35w halojen sistem)
– Ön ve arka sağ-sol sinyal kapakları
– Arka stop lambası kapağı
– Elcikler
– Ayna alt bağlantı demirleri
– Sağ ve sol yeni ayna seti
– Sol manet (debriyaj)
– Sinyal rölesi
– Orta sehpa
– Motor soğutma kapağı
– Paspas
– 3 adet iç-dış lastik seti
– Stepne kapağı
– Komple kilit ve anahtar seti
– Ön ve arka fren balata seti
– Yağ deposu
– Gidon rulman seti
– Motor conta seti
– Buji
– Debriyaj balata seti
– Tüm vites, debriyaj ve fren iç-dış tel setleri
– Vites selektör elemanı (artı şeklide olan)
– Çeşitli ölçü ve ebatlarda civata, somun, kopilya, sekman
– Piston sekmanı (2 adet)
– Benzin ve yağ hortumları
– Akü (jel)
– Egzost
– Sinyal flaşör otomatiği
– Sele döşeme vinlex malzeme
Arka Amortisör
Ön Amortisör
Ön yürüyüş takımı
Gidon üst kapak
Yukarıdaki resimlerde görünen parçaların hepsi 1993 yılından kalma orjinaldir. Her biri tek tek döner fırça, aşındırıcı-temizleyici kimyasallar ve zımpara ile saatler süren emekler ile temizlenip, yılların biriktirdiği oksitlenme, pas ve çamur tortularından arındırılmıştır. Aynı işlemler kaportanın çelik parçalarına da uygulanmıştır.
Silindir kapağı
Silindir gövdesi
Piston
Karbüratör
Blok kapağı
Debriyaj kapağı
Motoru açtım, rulmanlar ve silindir iyi durumda görünüyor, belki piston ve/veya sekman değişimi (son zamanlarda vakumu zayıflamıştı) isteyebilir. Vites ve krank çıkışındaki dişliler, ana yatak rulmanları oldukça temiz görünüyor. Bu kadar işe girmişken bloğun sağından solundan terlemiş veya kaçmış yağları görünce hem
contaları yenilerim, hem de içinde geçen yıllarda birikmiş metal
tozlarını de temizlerim dedim.
Debriyaj düzgün çalışmıyordu, ısınınca vites değişimleri ızdırap oluyordu, belli ki debriyaj balataları de değişim isteyecek. Onları da açtım ama ölçüm yapmadım, en sona bıraktım.
Vites sektörü
Blok (temizlenmiş hali)
Vites dişlileri
Vites selektör grubu
Zamanında bakımlı kullanılmış olmasına rağmen, son yıllarda bir kenara itilmiş gibi. Kaportanın önünde bir vuruk var ama ufak. Bir de sağ kalça ezilmiş, düzeltilebilir durumda. Altta çürük yok, megesliydi, komple temizledim. Arka kısımlarda boya iyi
durumdaydı, o sebeple tam kazımadım, sadece gereken yerleri.
Yakında macun, astar ve boya işlemi olacak. 3 aydır bu şekilde beklemekte, WD40 ile kapladım ancak bir miktar oksit yaptı. Boyaya teslim edeceğim gün oksit ve yağlardan tamamen temizleyim vereceğim. 3 yıldır marka logosu, model stikeri, elcikleri, sinyal
kapakları, gidon rulmanları, ön çamurluğu vs… yeniden aldım ve 93 model
yılındaki orjinal görüntüsüne sadık kalmaya dikkat ettim. Aslına uygun
olsun istedim.
Kısaca şimdilik durumu bu. Kısmet olursa bu ilk baharda yola çıkarmak istiyorum. Onunla gezeceğim günleri iple çekiyorum.
Boya Operasyonu
En nihayet boya operasyonu başladı. Buraya kadar hep söktük, temizledik, raflara kutulara yerleştirdik. İşte göze görünür en önemli adım.
93 model yılında kullanılan kırmızı, Rosso Dragon olarak adlandırılmış. Piaggio kodu 894 olan bu renk aynı zamanda klasik Ferrari’nin rengi. Boya atölyesi olarak Moto C-Max Renk Atölyesi ile anlaştım. Sahibi Hakan Bitnel son derece özenli bir iş çıkardı.
Yaklaşık 1 ay sürdü. Zaman zaman uğrayıp Vespa’mın boya öncesi yapılan
aişlemlerine, sabırla hazırlanışına ve renklendirilmesine şahit
oldum. Bence boya sihirli bir dokunuş. Makyaj gibi.
Nihayet tezgaha kondu
Şase numarası
12 Mayıs 2011, Perşembe
Montaj başlıyor. İlk iş olarak ön yürüyüş takımından başladım. Yeni teker rulmanları, fren pabuçları, ve amorisörün montajı.
Amortisör yayları normalde plastik kovan içinde çalıştığından dış ortamdan fazla etkilenmemiş ancak yine de oldukça paslıydılar. Her ikisinin de paslarından arındırılıp
temizlenmesi çok zaman aldı. Ardından statik boya ile kaplanması tahminimden başarılı oldu. Hem sağlam bir kaplama hem de esnek.
Şimdi sıra elektrik tesisatında.
Tüm elektrik tesisatını boyadan önce sökmüştüm. her bir kablo ve soket ayrı ayrı temizlik ve bakım gördü. Bu işlemlerden sonra yerlerine yerleştirildi ve soket bağlantıları yapıldı.
2 Haziran 2011, Perşembe
Elektrik tesisatı ve ön yürüyüş takımı sonrasında sıra motor ünitesinin montajına geldi.
ilk önce vites selektör dişli seti içinde bulunan artı (+) şeklindeki parçayı değişitirdim. Zaman zaman viteslerde takılma veya geçmeme nedeniyle tahmini olarak söktüğüm parçanın uçlarındaki aşınma problemi göstermekteydi. Yenisiyle değişti, ama
neticeyi motor çalışınca göreceğiz.
Ardından yeni conta seti ile beraber motor kapandı. Aracın tüm contalarının tek bir pakette satılması çok güzel. Bir seferde hepsini birden yenileme fırsatı buluyorsunuz. Motoru kapatırken yurt dışından getirttiğim servis kitabı sayesinde tüm cıvataları gerçek tork değerlerinde sıkmak mümkün oldu.
Yeni debriyaj setini monte etmeden önce balataları normalde çalışacağı ortam sıvısı olan şanzıman yağı içinde 4 saat bekletip, balataların bir miktar yağ emmesini sağladım. Bu sayede ilk çalışma esnasında ıslak olup balataların gereğinden fazla aşınmasına
engel olunmakta.
Motor montajı yapılırken
Ayak marşı ünitesi
Vites selektörü (eski)
27 Haziran 2011, Pazartesi
Nihayet yaklaşık 2 yıl sonra motor ünitesi ile şasi “evlendi”, yani birbirine kavuştu. Bu anı çok uzun zamandır beklemekteydim. Motoru kapatırken yapılan ölçümler sonrasında piston ve silindir yüzeylerinin gayet iyi olduğu ortaya çıktı. Bu kadar emek
sonrasında en azından piston sekmanları yenilense iyi olur diye sadece
sekman değişimi gerçekleşmiş oldu. Ardından şanzıman yağını ekledim.
Bir not, şanzıman yağı için servis kitabında 30 numara 2 zamanlı motor yağı veya 80 numara dişli seti yağı seçenekleri bulunmakta. Tavsiye edilen ise 30 numara 2 zamanlı motor yağı. Yani motorun çalışırken kullandığı ve benzinle karıştırdığı yağı şanzımana da ekleyebiliyorsunuz. Bu detay çok hoşuma gitti.
Evlilik öncesi
Evlilik sonrası
Motorun montajından sonra ilk iş olarak arka fren tertibatı ve frene ait çelik tellerin montajı tamamlandı. Böylece Vespa’nın ön-arka fren, vites selektörü ve gaz telleri tamamıyla iç-dış yenilenmiş oldu.
Aracın üzerinde üç adet kilit bulunmakta. Eski halinde sadece kontak anahtarı mevcuttu ve bu da düzgün çalışmıyordu. Üç kilit fişeğide yenilendi. Artık yedekli ve yeni bir anahtar setine kavuşmuş olduk. Torpido gözü ve sele kilit mekanizmaları
komple bakımdan geçti, ön yüzeyleri parlak siyah boya ile boyandı. Elbette bu işlemler her zaman mükemmel yürümüyor. Mesela kontak kilidini monte ederken, gidon kilit mekanızmasının gidonun kendisinden önce monte edilmesi gerektiğini fark etmiş olmam gibi Biraz homurdanıp gidon milini yeniden söküp, kilit mekanizmasını oturtup, yeniden montaj yapam gerekti. Neyseki bu gibi hatalarla sık karşılaşmadım.
Sırada elektrik tesisatının kontrol edilmesi ve motora ilk hareketin verilmesi kaldı.
Arka porya
Torpido gözü kilidi ve kontak
Sele kilidi
1 Temmuz 2011, Cuma
Motor çalıştı
Elektrik devrelerini kontrol ettim ve bir problem görmedim. Aküyü henüz monte etmeden bir start deneme yaptım, motor çalıştı. Açıkçası bu kadar kolay beklemiyordum çünki daha karbüratör ayarlarını doğüru dürüst yapmamıştım bile.
Çok heyecanlandım. O sesi yeniden duymak beni mutlu etti :):):):):)
Elektrik sistemi kabloları komple elden geçmişti. Aslında kopuk veya kısa devre yoktu ancak tüm soket ve bağlantıları temizleyip korozyona karşı direçli hale getirmiştim. Bu
esnada yaptığım kontroller sırasında sinyal flaşör devresinde bir problem fark ettim. Sorunun flaşör röle devresinde olduğunu tespit ettikten sonra yenisiyle değiştirip onuda işler hale getirdim. Tüm elektrik devre ve unsurları çalışır hale geldi.
Karbüratör hava ve rölanti ayarları elden geçti, kontroller yapıldı. Çalışma sesi ritmi kulağıma normal gelmekte.
Selenin döşemesi yenilendi. Döşeme ustamız Mahmut Yıldırım bey tam kırk yıldır bu işin içinde olduğunu yaptığı işin kalitesiyle göstermekte.
27 Temmuz 2011, Çarşamba
En nihayet son 3 gündür testlerdeyim. İlk önce Beykoz semti içinde, atölyemden çok uzaklaşmadan kısa dolaşmalar, dinlemeler. Ufak tefek ayarlar, sonra yeniden dolaşmalar derken bugün Tolga Büyüköner’i ziyarete Maltepe’ye gittim. Kendisi Vepa’mı en son sökülmeden 1-2 hafta önce görmüştü.
Bu hafta ilk 150 km geride kaldı. Debriyaj ve fren balatalarının ilk aşınmaları gerçekleşti, bu sebeple tüm ayarlar kısa bir süre sonra yeniden elden geçecek.
3 Ağustos 2011, Çarşamba
Yaklaşık 2 yıl önce aracın fenni muayene vizesi geçmişti. Trafik sigortası da yenilendikten sonra almış bulunduğum randevu neticesinde saatinde gidip sıramıza girdik. Muayeneyi yapan kişi baştan aşağı inceledikten sonra en son gidon kilit
sisteminin de çalışıp çalışmadığını test etti ve “kusursuz” olarak onayladı.
Oh be…
16 Ağustos 2011, Salı
Şu an için ufak tefek ayarlar gerekmeye başladı. Yenilenmiş bulunan fren ve debriyaj balataları ilk aşınmalar sonucunda artık yerleşmeye başladı. 200-300 km sonrasında tamamen stabil hale gelmesini bekliyorum. Ardından yapılacak ayarlar daha kalıcı olacaktır. Kısaca süreç normal işlemekte.
Moto C-Max’den Hakan Bitnel son sihirli dokunuşlarını yaparken
Anadolu Hisarı’da Göksu Deresi kenarından
Bu aralar Vimeo’dan, Youtube’dan Vespa PX ile ilgili seyahat videoları izliyorum. Sanırım yollar bizi çağırıyor.
24 Eylül 2011, Cumartesi
Tolga Büyüköner test sürüşünde
Ateşli İtalyanlar…
Bitti
Eh, bundan sonra bir yol hikayesi gelir artık.
Ertuğrul Ortaç
“Kırmızı Vespa’ya Sadakat” için 2 yorum
Yorumlar kapalı.