Bugün günlerden Kuzu Yaylası. Hava 11-15 derece civarında. Kontağı çevirip yükseklerde nefes almanın tam zamanı. Kiraz’ın örtüsünü kaldırdım, motoru ısıtıp yola koyuldum…
Kategori: Gezi Notları
Yolda görünenler, yaşananlar, tadılanlar…
İnönü Yaylası
Geçtiğimiz hafta Kiraz’ın (YBR125) yıllık muayenesi vardı, plakadaki “vida deliği” sebebiyle geçememişti. Yeniden plaka hazırlatıp bu sabah Köseköy’deki Tüvtürk istasyonuna gittim, araç Haziran 2021’e kadar geçer notu aldı. Sıkıcı araç muayene işlemleri sonrası şimdi bunu kutlamanın zamanı dedim.
Serindere
Bu sabah erken uyandım, 06:05 de.
Özgür, an itibarı ile çalışmıyor, yakında yeniden işe başlar, fırsat bu fırsat onunla birlikte sürmeyi istemiştim. Gündelik yaşam telaşından dolayı birlikte sürüş-kaçış günlerimiz çok seyrekleşti. Üstelik onun İstanbul’da yaşıyor olması, kentden çıkana kadar yaşayacağı trafik azabı yol hevesini bitirmeye başladı. Trafik ve çirkin İstanbul kalabalığı insanın enerjisini emiyor. Tüketiyor heyecanımızı, yaşantımızı…
Neyse, bunları bir kenara bırakalım. Tolga ağabey çamura girmez, Cengiz ağabey ve Orhan çalışmaktalar, geriye nöbetci bir ben kalıyorum bugün…
Alaçam
Bir süredir Uludağ’ın göller bölgesini merak ediyorum. Yaz sonunda kuru ve güzel havalarda zaman bulamadığım için bugün hava yağışlı ve sisli de olsa gidebildiğim kadar ilerlerim diyerek sabah 08:15 de yola çıktım.
Kocayayla
Kocayayla için yazabileceğim, anlatabileceğim pek çok şey var. Daha iyi anlamak için oradan geçmeniz, havasını solumanız, yürürken Uludağ’ın karlı zirvelerini seyretmeniz gerek.
Kartepe-Sansarak
Geçmişte Sansarak’dan bir kaç kez denedik, Adapazarı istikametine yolumuzu bulamadık. Yağış, mevsim, zamanlama vs bir türlü denk getiremedik. E haliyle aşmadığımız yol bize şehir efsanesi oldu. İşte bugün o efsaneyi gömmeye niyetliyiz.
Yolu tersten çizdik; İzmit Kartepe’den başlayıp çıkıp, Sansarak üzerinden İznik’e varacağız.
Key Museum
27 Ekim 2017 tarihinde İzmir’de olmam sebebi ile bir fırsat yaratıp Key Museum’u ziyaret etme şansım oldu.
Bu yıl İzmir’e ikinci kez geliyorum ve Torbalı tarafına uzun yıllardır geçmemiştim. Torbalı deyince aklıma yıllar önce bulunduğum Yazıbaşı köyü ve yine o yıllarda Türkiye’de otomobil imalatı yapan Opel fabrikası gelir. Bunaltıcı olmayan hoş bir sonbahar havası ile bu gezinti keyifle başladı.
Assos
17 – 19 Ağustos arası iki gecelik kamp turu için fırsatımız oldu. Küçükkuyu ile Assos arasında kamp yaparak değerlendirmek istedik. İnternet üzerinden yaptığımız araştırma neticesinde bazı notlar alıp yola koyulduk.
Pupa Yelken Ama İki Teker-II
İşte İtalya…
Hayattaki İlk idolüm Adriano Celentano’nun memleketidir benim için. İlk kez burada bulunuyorum ve ilginç bir şekilde heyecanlıyım. Çocukluğumdan bu yana İtalyan sanatçıları beğenerek dinlerim. Celentano çocukluğumdan bu yana hana sahnede. Tek kanal siyah-beyaz TRT zamanları, RAI televizyonundan (İtalya’dan Müzik) Rafaella Carra Show yayınlanırdı. Danslar müzik muhteşemdi. Mina’yı, Iva Zanichi’yi hala dinlerim.
Pupa Yelken Ama İki Teker-I
Ortaokul yıllarımda kaptan Sadun Boro‘nun “Pupa Yelken” isimli müthiş kitabını okumuştum. O günden sonra tüm hayatım boyunca “uzakları” merak ettim. Her fırsatta seyahat yapmaya gayret ettim. Nasıl olduğu çok önemli olmadı hiç. Konfor, kısa yollar, hatta güvenlik bile aramadığım dönemler oldu. Hedefim her daim uzaklar oldu. Yağmuruyla, sisiyle, güneşiyle, gecesiyle…